Aşırı ve benzeri görülmemiş hava olayları, şiddetli kuraklıklar, seller ve şiddetli orman yangınları, iklim değişikliğinin insanlar üzerindeki yıkıcı etkilerini bize defalarca gösteriyor. Dünya nüfusunun yarısından fazlasına ev sahipliği yapan şehirler, kendilerini iklim değişikliğinin ön saflarında buluyor ve iklimle ilgili aşırı tehlikelere maruz kalıyor.

Yeni raporumuz “İnsanları ve Gezegeni Korumak”, iklim değişikliğinden etkilenen insanlardan tehdit altındaki kritik kaynaklara kadar şehirlerin karşı karşıya kaldığı tehlikeleri vurgulamak için en son verileri kullanıyor ve şehirlerin iklim eylemlerinin merkezine insanları koymasının acil ihtiyacına işaret ediyor.

İnsan merkezli iklim eylemi, birden fazla fayda sağlıyor İklim krizinin yakıcı boyutu açık ve giderek derinleşmekte. En son verilerimiz, şehirlerin 2022'de CDP-ICLEI Track'e verdiği yanıtlardan geliyor ve şehirlerin %80'inin aşırı sıcaktan sele kadar önemli iklim tehlikeleriyle karşı karşıya olduğunu ve neredeyse her üç şehirden birinde (%28) bu tehlikelerin nüfuslarının en az %70'ini tehdit ettiğini gösteriyor. Ayrıca, şehirlerin dörtte biri (%25) 2025 yılına kadar şiddetinin ve sıklığının artması beklenen aşırı sıcak gibi yüksek riskli tehlikelerle karşı karşıya. Rapordan bazı ana bulgular 2022'de CDP-ICLEI Track'e yanıt veren beş şehirden dördü (%80), aşırı sıcak (%46), yoğun yağış (%36), kuraklık (%35), sel (%33) gibi önemli iklim tehlikeleriyle karşı karşıya olduğunu bildiriyor. Neredeyse her üç şehirden biri (%28) kendi nüfusunun en az %70'ini tehdit eden önemli iklim tehlikeleriyle karşı karşıya Şehirlerin dörtte biri (%25) 2025 yılına kadar şiddetinin ve sıklığının artması beklenen aşırı sıcak gibi yüksek riskli bir tehlikeyle karşı karşıya.

Şehirler, iklim tehlikelerine maruz kalan savunmasız grupları belirledi:

Yaşlılar

Düşük gelirli haneler

Çocuklar ve gençler

Azınlık toplulukları

Savunmasız sağlık gruplar

Şehirler,  iklim eylemi gerçekleştirmenin ortak faydalarını belirledi:

Halk sağlığı faydaları (örneğin gelişmiş hava kalitesi)

Sosyal faydalar (örneğin gelişmiş sosyal kapsayıcılık, eşitlik ve adalet)

Ekonomik faydalar (örneğin iş yaratımı)

Çevresel faydalar (örneğin gelişmiş biyoçeşitlilik)

Tüm şehirlerin %63'ü, değerlendirme, hedef belirleme, planlama veya uygulama aşamalarında insanların dikkate alındığı en az bir insan merkezli iklim eylemi gerçekleştiriyor İnsan merkezli iklim eylemleri uygulayan şehirler, iklim eylemlerinden diğer şehirlere göre yedi kat daha fazla yan fayda belirledi (örneğin; savunmasız insanlar için daha iyi koruma, daha iyi su kalitesi)

İnsan merkezli iklim eylemi hakkında daha fazla bilgi almak ve raporun tamamını okumak için bağlantıya tıklayın: https://www.cdp.net/en/research/global-reports/protecting-people-and-the-planet