Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat’ın, Hollings Uluslararası Diyalog Merkezi’nin desteğiyle geliştirdiği, “Büyük Akdeniz Bölgesi’nde Barış İçin İş Dünyası” projesinin başlangıç toplantısı 29 Kasım 2018’de İstanbul’ da yapıldı. TÜSİAD ev sahipliğinde yapılan toplantıya, Hollanda, Türkiye ve Lübnan’dan akademisyen, iş dünyası temsilcileri ve STK temsilcileri katıldılar.

Toplantıda, “Barış İçin İş Koalisyonu” fikri tartışıldı. Bu koalisyon, kırılgan ve çatışmadan etkilenen ülkelerde şirketlerin barışın tesisinde önemli bir rol oynayabilecekleri anlayışına dayanıyor. Etik ilkeler, şeffaflık ve hesap verebilirlik temelinde kurulan bölgesel iş koalisyonlarının ekonomiler arasında bağlantıları güçlendirerek çatışmadan fayda sağlayan iş modellerinin uygulanmasını zorlaştırabileceği öngörülüyor.

Proje, en iyi uygulamaların ve yenilikçi çözümlerin paylaşılması yoluyla şirketlerin ekonomik ve sosyal refah zenginlik yaratma yoluyla çatışma ortamlarını istikrarlı bağlamlara dönüştürme potansiyelini temel alıyor. Uluslararası kurumsal yatırımcıların yatırım yaptıkları şirketlerin “barış etkisine” daha fazla ilgi göstermeye başladıkları bir dönemde ortaya çıkan proje Birleşmiş Milletler Küresel Sözleşme imzacılarının Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine katkıda bulunmaları için bir ortaklık enstrümanı niteliği taşımakta.

Yuvarlak masa toplantısının açılış konuşmasını TÜSİAD Genel Sekreteri Bahadır Kaleağası yaptı. Kaleağası toplantının, TÜSİAD’ın çalışma grupları ve alt komiteleri için önemine değindi. Kaleağası barışın, sürdürülebilirlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği anlamına geldiğinin de altını çizdi. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat , Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın iş dünyasını ve hükümetler ve sivil toplum ile birlikte ölçülebilir hedefler etrafında bir araya getirdiğini hatırlattı ve 16 numaralı amacın barış ile ilgili olduğunun altını çizdi. Ararat barışın çatışmasızlık ile özdeş olmadığını ve sürdürülebilir barışın ancak hukukun üstünlüğü, insan haklarına ve düşünce özgürlüğüne saygının kökleşmesi ile sağlanabileceğini belirtti. Yolsuzlukların, kayıt dışı ekonominin çatışma ortamlarında yeşerdiğini ve çatışmadan beslenen iş modellerinin çatışmadan çıkışı zorlaştıran çıkar odakları yarattığına dikkati çeken Ararat çatışma ile otoriter rejimler arasındaki ilişkiye de vurgu yaptı. Melsa Ararat, başlangıç toplantısı ile konuyu daha ileriye taşımak istediklerini dile getirdi.

Toplantıda Amsterdam Üniversitesi’nden Michelle Westerman-Behaylo bir sunum yaptı. Sunumunda, iş dünyasının neden barışı desteklemesi gerektiği konusuna değindi. Edelman’ın Güven Endeksi’ne değinen Michelle Westerman-Behaylo, iş dünyasına olan güvenin yavaş yavaş yükseldiğini ancak buna karşılık medya ve hükümetlere olan güvenin azaldığını söyledi. Barışın zor bir konu olduğunun altını çizen Westerman-Behaylo, iş dünyasının toplumun yeniden inşasında anahtar rol oynayabileceğine vurgu yaptı. Uyuşmazlığın farklı aşamaları olduğunu savunan Westerman-Behaylo, barışın inşası konusunda iş dünyasından temel beklentilerin, yatırım hedefleri ve yatırımların gözlemlenmesi; personel eğitimi, istihdam; finans kaynakları; güvenlik ve şeffaflık olduğunu söyledi.

Yaşar Üniversitesi’nden Arıkan Açar ve Elif Çetin de “Büyük Akdeniz Bölgesi’nde Barış ve Güvenlik İstikrarı Etrafındaki Zorluklar” başlıklı bir sunum yaptılar. Sunumda barış, güvenlik, istikrar konularında uzun ve kısa vadede oluşabilecek zorlukları ele aldılar.

Yuvarlak Masa toplantısı final raporu'na ulaşmak için tıklayınız.